Barınak Demek Ölüm Demektir.. Barınak Gerçeği

17_blog

BARINAK DEMEK ÖLÜM DEMEKTİR !!!

Barınak Gerçeği...
Hani mahallen de köpekler gezer de , sen belediyeyi ararsın, Alsınlar götürsünler barınağa orada baksınlar daha rahat bakılırlar diyorsun ya.. Yada istemiyorum kardeşim köpek felan alsınlar götürsünler barınağa diyorsun ya, hah işte, Bil ki cehennemden yerin şimdiden hazır.Çünkü bir canın ölümüne neden oldun belki de..Belki de değil yüzde 99 oldun.. Yazacak olduklarım, a barınağı, b barınağı , şu barınak, bu barınak için geçerli değildir. Türkiye de ki Barınakların yüzde 90 ı için geçerlidir. Bunun adı da Barınak denen ölüm kampları gerçeğidir.
Sen o köpeği Barınağa aldırttıktan sonra ne oluyor sana anlatayım Hala insan isen ve hala içinde merhametin vicdanın Allah korkun var ise bu yazdıklarım içini acıtması seni rahatsız etmesi gerekiyor. Ama gülüp geçiyorsan, Bil ki insanlığını kaybetmiş birisin.
Her il de ilçe de Belediyeye ait barınaklar olur. Dediğimiz gibi Belediyelere ait dir Bu yerler.Çalışanlarda normal olarak Belediye Çalışanıdır. Hiç bir belediye , ( şahsen defalarca ben denedim) gönüllü olarak bir hayvan severi barınağında çalıştırmaz izin vermez (Gönüllü para felan istemiyorum dese de) Adı üstünde dediğimiz gibi , Belediye. Peki gelelim Personeline. Ülke genelinde bu barınaklarda (hepsi değil) seçimi kazanan b parti, a partinin adamlarını sürgün eder angarya pis işlerin olduğu yerlere genelde. Ve bu sürgün gelinen yerlerin içinde de barınaklarda vardır. Çalışmak için
Gelen Personel hayatı boyunca köpek nedir bilmez, hastalık kapıcam der, kedi köpeğin pisliğini ben mi temizliycem der, yana yıkıla delirir adeta orda. Ya istifa edecek çıkacak ya da istemediği sevmediği işi de hayvanları da benimseyecektir. Bu da değil sadece , Her resmi dairede bilinir ki, sabıkalı personel de çalıştırma zorunlului vardır. Bu kişilerde buraya alınır.
Göz önünde bulunmasın kurumumuzun başı belaya girmesin diyerek.. Bu kişiler işlerini benimser ise ne ala benimsemeyenler dediğimiz gibi istifa edinceye kadar beklenir. İşi Benimsedikten sonra , vay oradaki hayvanların haline zaten. Ne kadar çok hayvan o kadar çok iş demek, ne kadar köpek o kadar çok yemek taşımak demek, Ne kadar çok hayvan o kadar bok demek düşüncesiyle çalışır..Barınağa gelen her köpek ona işkence eziyet demektir. Sevmediği iş , sevmediği bir yerde, hayvanları az biraz sevgisi varsa bile o saatten sonra artık sevgisi de kalmaz. Tabi içlerinde merhametli insanlar da bir elin 5 parmağını geçmeyecek kadar azdır bu barınaklarda çalışan insanlar..Bu düşünce de olan sadece barınak çalışanı değildir. Belediye de bu düşüncededir. Ne kadar çok köpek o kadar masraf, o kadar çok mama alımı para , ihaleler, ilaçlar, çalışacak olan personelin boşu boşuna it köpekle uğraşması demek düşüncesiyle belediyeler de yüzde 90 ı sevmez. Bakmayın yüzde 90 dediğime siz. O sayı neredeyse yüzde 99,9 dur. Çünkü kediye köpeğe harcanan para masraftır belediyeler için. Ne kadar çok köpeğin ortalıkda olması demek o kadar çok şikayet o kadar çok oy kaybı demektir Belediyeler için. Bu yüzden ülke de ki bir çok belediye Barınaklarda ki canları ortadan kaldırır. Öldürür demiyorum diyemiyorum demek istemiyorum aslında.. 3 cevap vardır barınağa gönderilen köpeğin akıbetini sorduğunuzda.
1- O köpek mi ? O köpek Öldü , kanaması vardı tüm müdahaleleri Yaptık Ama öldü
2- O köpek mi ? O köpek içeriye yemek vermeye girerken KAÇTI YAKALAYAMADIK
3- o Köpek mi ? O köpek çok güzel bir aileye verildi , güzel bir çiftlik evinde bağlanmadan özgürce koşabileceği bir yerde şu an.
Bu açıklamaları duyduysanız gerçeklik payı %1 dir. O mahalleden aldırtılan Köpek ya uyutuldu ( ne kadar çok o kadar iş o kadar çok pislik demek masraf demek düşüncesiyle) , ya ormanlık bir alana şehrin en ucra yerlerine hiç bir şekilde yemek su bulamayacağı yerlere gidilerek ölüme terk edildi. Ha sizin köpeğiniz hala orda mı ? Sevindiniz dimi orada görünce.. Sevinmeyin hemen. Oraya girdiği anda o ölümcül mikrobu her 10 köpekden 9 u kapar ve ölür. Hele ki hamile bir anne köpek yavruları ile birlikte ise o yavruların neredeyse hepsi ölür. Bir günde ölmez tabi 1-2 haftaya ölür. Nie mi . Tüm türkiye de ki barınaklarda Barınak hastalığı denen bir hadtalık vardır. bu mikrop öyle bir hastalıktır ki, -40 dereceye kadar torak altınd bile 7 yıl yaşayabilen bir hastalıktır. Eeeee neden yaptırmıyorlar o zaman köpeklere bu aşıyı ? şu yüzden güzel kardeşim. o aşının tanesi 30 lira, hani sen belki bilmezsin her yıl evinde kedi köpek besleyenlerin yaptırdığı , gençlik hastalığı diğer adı ile karma aşı denen aşı vardır eğer yaptırılmazsa o mikrobu kapar ve öldüğü hastalık. Hah işte bu hastalık barınakalarda da vardır. 30 lira çok büyük para değil belki de, ama yüzlerce binlerce köpek olunca , hele ki bu para hayvanlar için verilecekse. Boşa harcanan para denilerek Belediyeler bu aşıyı almaz ve o hayvanlara yaptırmaz. Hayvanlar ölüme terk edilmeye acı çeke çeke ölmeye mahkumdur. 10 köpek den 1 i o da şanslı ise bağışıklık sistemi güçlüyse yaşar. Peki ihtimalleri yüksek tutalım ve o yaşayan 1 köpek senin mahallen de ki köpek diye düşünelim ölmedi diyelim. Bilmediğin esas konu şudur ki, Hiç bir barınak Türkiye de ki bir köpeğin ömrünün sonuna kadar Barınak da bakılmaz. Yasa da zaten izin vermez. Yasa der ki, a mahallesinden alınan köpek barınağa getirilip aşıları yapılıp ( kuduz aşısı sadece ) kısırlaştırıldıktan sonra alındığı a mahallesine bırakılmak zorundadır diye emreder. Belediye mi ? o kimin umrun da, sende bilmediğin için bu yasayı getirmez belediye. sen beklersin köpeğim nerde diye. Neyse senin o yaşayan köpeğine gelelim , Barınakta diğer köpeklerin içinde. Yemek zamanın da barınak da en güçlü köpekler yemek yiyebilir sadece . Senin köpeğin de güçlüyse, diğer yüzlerce köpek içinden , yemek yiyebilir . ama 1 e karşı yüz biraz adil olmayacağından , yiyemeyecek, kafa tutmaya kalktığı anda, diğer köpekler tarafından parçalanana kadar ölene kadar dayak yiyecek. Eee çalışanlar var, evet var, çalışanlar içeride oturuyorlar o arada, ama oturmayanlar da elinde buz gibi soğuk su ile gelip kanlar içindeki vucuduna o köpeklerin su tutarak ayrımaya tekmelerle ayırmaya sopalar ile ayırmaya çalışırlar. Ama birileri yok mu hiç etrafta ? Hiç düşündün mü barınaklar neden şehir dışlarına kurulur? İnsanlar gelmesin diye... Olanlar bilinmesin diye.. Genelde dolmuşlar bile geçmez barınakların olduğu yerlere.. Peki bu barınaklarda görevililere gelelim. Ülke de 9 gün 10 gün bayram tatilleri olunca sence ne oluyor ? Tüm resmi kurumlar belediyeler kapalı olur dimi ? Ya barınaklar ? ama onlar barınak diyeceksi,n. İçerisinde çalışanlarda resmi görevli Onlara tatil olmuyor mu sanıyorsun.
Onlarada 9-10 gün tatil vuruyor ve barınağın kapısını kilitler çeker gider tatitline. İçeride en güçlü köpekler açlıktan en güçsüz köpeği yemeye başlarlar. Bunlar öncelikle yavru köpekler olur, yavru köpeği korumaya kalkan annelere gelir sıra, daha sonra en minik bedenli güçsüz hasta hayvanlara doru gider iş.. Demek istediğim odur ki i anlayacağın Ölüm kampıdır Barınak. Kilitli kafesler içerisinde buz gibi beton üstünde ölümü beklemek... Benim bildiğim.. Bir canlıyı kilitli kafes ardına atmak için , suç işlemesi gerekmekte.. Katiller Hırsızlar , suç işlemiş kişiler kilitli kafesler ardında tutulur. Perki ya bu köpekler ne yaptı Suçları neydi ? Ben söyleyim. Sen insan olmadığın bu dünyada tüm canlıların yaşama hakkı olduğunu hazmedemediğin, Her canlının yaşama hakkının olduğunu bilmek istemediğin, ve dünyanın sadece sana ait olduğunu düşünen sen ve sen gibiler de suç.O canlıyı oraya atrmak ile ölüme terk etmekle Bir canlının yaşama hakkını elinden almak ile en büyük günahı işledin.. Bi sorum olacak sana son bir soru aklına mantığına inanarak soruyorum.. Bi inancın var ise şayet, huzura çıktığında bu yaşattıklarının içerisinde bunu da izlediğinde , Huzurda yaratan ile, Sence seni affeder mi ? Benim yarattığımı bunları yaşatacak sen kimsin diye sence sormaz mı ? Bilmiyordum dediğinde sence tamam bilmiyorsan sorun yok o zaman mı der sence ? Bu dünya sadece insanlara ait olsaydı, Nuhun gemisinde Hayvanların ne işi vardı otur bunu da düşün