ŞEHRİMDEKİ HAYVAN DÜŞMANLARINI NASIL BİTİRDİM!

17_blog

Ben  Fırat Sert,

Bunca zamandır , kedi köpek düşmanları , hayvan düşmanları, hayvanları zehirleyen katleden  tekmeleyen onlara acımayan  insanlar ile savaştım Şehrimde.

Bundan 10-12 yıl önce sokak ortasında tüfekle kedi köpek vurmak, güpe gündüz alenen yollara zehirli  etler atmak gayet normal idi insanlara göre. Devlet bu kişilere asla ceza vermiyor asla caydırıcı özelliği yoktu. Öyle ki, bazı köylerde eşekle ilişkiye girmeyenlere kız bile vermiyorlardı. Bu bir eğlence dalga konusuydu hep. Çok araştırdım sordum soruşturdum. Hep gördüğüm şey , bu ağzı dili olmayanlara kıyanlar katledenler, zehirleyip ölümlerine neden olan  , şehir içinde ellerinde tüfeklerle gezip o canlara kıyanların tek yaptıkları bunlarla sınırlı olmadığını gördüm. Kavgalar ettim , tartıştım karakolluk oldum. Kimisi kedi köpek için değer mi diyip güldü, kimisi de başka işin yok mu dedi hep. Her defasında ceza aldım. Çünkü haklı değildim, sonuçta  kedi köpek öylesine bir şeydi. Onlara tecavuz  edilebilir, onları öldürebilir, onlar  tekmelenebilir idi . Çok düşündüm ne yapabilirim diye. Kendi şehrimde bu ve bunu gibi kişiler için.  Baktım gördüm ki, bu kişilerin en değerli şeyleri canlarından bile kıymetli olan şeyleri malları mülkleri yani kıymetli şeyler idi. 

İlk icraatım bundan 10 yıl önce , şehrimde , burada kedi köpek istemiyorum  pis kedi köpekle mi uğraşacağım diyip kedi ve köpekleri tekmeleyen toplayıp çuvalın içine doldurup  uçsuz bucaksız yerlere yavru köpekleri atan kendini bilmez için oldu. Gidip evinin 4 bir yanına duvarlarına bu evde o nokta ç  leri oturur,  şeref siz en masuma kıyan katil kansız soysuzlar oturur yazdım boyalar ile.    1 hafta o boyalar öyle kaldı. Kapıya da bir not bıraktım. Öldürdüğün katlettiğin onca canın hesabını önce bana sonra Allaha vereceksin diyerek. 

 

Bir başka şeref yoksunu ise, mahallem de kedi köpek istemiyorum her taraf kokuyor diyen idi. Mahalle de ne zaman mama koysam ben yokken gelip attığını  duydum 1-2 defa gidip konuştum ben yapmadım diyordu. Ama gören duyan tüm mahalle,  onun olduğunu söylüyordu. 4 katta da yaşayan adamın evine ne yapabilirdim ki… Boyanamaz yazı yazılamazdı.  Cam balkon yaptırdığını gördüm. Bimer aracılığı ile şikayet ettim. Bina da sadece onun cam balkonu vardı ve   belediyeden yüklü bir ceza yedi,  üstüne cam balkonu söküldü. Raporsuz projesiz olduğu için.

 

3. Soysuz..   bu üçüncü soysuz  da arkadaşımın mahallesinde ikamet eden tüm köpekleri toplatan küpeli bile olsa yükseklerde tanıdığı olan biri idi. Belediye ekipleri emir büyük yerden geliyor diyip gelip alırmış sokak da ki tüm köpekleri. Yıllardır o mahallede ki hayvan severlere kök söktürmüş. Ne evi 1. Kat nede cam balkonu vardı. Hiçbir şeyi yoktu. Ama arabası vardı.  Arabasında alarmlar da olduğu için ve yapılacak olan şey çok ağır suç olmaması için bir şeyler yapmam lazım idi.  Çocukken  balonların içine su koyar balkondan aşağıya atardık içi su dolu balonun patlamasını izlemek için bazen de arkadaşlarımızın kafasına..  Aklıma o geldi.. Balonun içine Yağlı boya koydum 1 gün öncesinden.. Araba beyaz ve zıt renkler olması lazım idi. Kırmızı siyah küçük küçük  bir sürü balona yağlı boya koydum..  Ve gece arabasının yanından geçerken ilk geçişte 1 tane 2. Geçişte ikincisini derken 10 balonu da her geçişimde attım. Araba rengarenk oldu..  Balonlar çok yumuşak olduğu için , alarmlar da çalmıyordu . Çalmadıkça o Canlar aklıma geldikçe daha çok boyalı balon attım .. Sprey boya ile en son yazı yazdığımı hatırlıyorum.  Bu araç Bir Çomar  Arabasıdır.  Onu da zaten Anlasın neden olduğunu diye yazmıştım .

 

4. Son şeref yoksunu ise , Arabası olmayan birinci katta oturmayan 4. Katta oturan biriydi . Bu Soysuz, yavru kedileri çarşafın altına koyup  o çarşafın üstüne çıkıp zıplayıp öldüren şeref yoksunu idi.   Yapılacak hiçbir şey yoktu.  Ama boya dan yola çıkarak düşündüm.  Bir paintball  tüfeği aldım kendime , 4. Katta ki evinin duvarlarına gece vakti 100 e yakın renk de boya attığımı biliyorum. 8 katlı bina da 4 katın öyle olması , ve bina da sadece onun  orasının olması tek başına tüm binanın dış cephesini boyattığını duydum.

 

Herkes biliyordu artık şehir de ki hayvanlara bunları yapanların başına böyle şeyler geldiğini. Eskisi gibi hoş diyen , kovan kovalayan öldüren katleden biri de yoktu. Arada halen daha çıkıyordu ama artık teknik ve strateji değiştirdim. Nasıl yakalanmadım bilmiyorum ama sanırım bu şeref yoksunu kendini bilmezler yaptıkları haltları bildiği için ve daha çok mallarına zarar gelmesin diyerek şikayetçi olmamışlar çoğu zaman. Şikayet yok ise suç da yok idi. Tek derdim tek düşmanım bu ağzı dili olmayan canlara kıyan işkenceler eden öldüren , onları Allahın yarattığı can olarak görmeyen  kansızlar idi. Benim kaybedecek bişeyim yok idi. Ama onların kaybedecek arabaları evleri malları mülkleri paraları var idi. Hepsi tek tek geri adım attı. Atmayanlar da oldu ama aylarca defalarca uğraşmalara dayanamadılar. İçlerinde ki kinleri öfkeleri görebiliyorum halen gözlerinde o canlara bakarken. Ama hiçbir şey  yapamamaları benim şehrimde o benim için mutluluk.Artık göz önünde olan tanınan biriyim . Bir hayvan düşmanının ayağı takılsa Benden biliyor herkes . Ve ifademe baş vuruluyor . Bunu bildiğim için , artık yasal yoldan savaşıyorum . Ve en büyük silahım ise , cep telefonum . Çıkarıp telfona çekmeye başladığım anda , hepsi susuyor yada korkuyorlar . Üzerime yürüyüp tehdit etmeye kalkarlar ise , elimde ki telefonum da kayıt oluyor ve savcılık da bu yaptığı en büyük delilim oluyor .  Kötülere karşı ne döverek ne söverek bitmiyor arkadaşlar .. Unutmayın bu kişilerin en büyük , can Evi malı mülküdür . Kendi canlarından bile değerlidir. Kötüler bu canların hayatı ile oynamaya devam ediyor . Acımadan , Allah yarattı demeden . Bende onların malı mülkü ile oynamaya devam ediyorum . Sadece artık çok göz önünde olduğum için , yasalar ile o kişilerin açıklarını bularak hatalı park etseler bile , resmini çekiyorum yolluyorum . Kırmızı da geçse bile. Kafaya takın ama belli etmeyin ..  Ben Fırat Sert , Hayvan Sever .. Hak Ederse, İnsan da Sever ...